22 Eylül 2011 Perşembe

şiir güncesi



I.
Şehirdeki
Korkudan
Ne kadar
Uzaklaşırsan
O kadar
Yakınına
Gelecek
Senin,
Çünkü sen hiç
Şehrin
Korkusu olmayı
Denemedin
Ve kendi
Pembe
Gözlüklerini
Yaratmayı
Değil
En
Yakınındakininkini
Kullanmayı
Denedin hep,
Sana
Küçük yada
Büyük
Gelmesini
Umursamayarak
Çerçevenin.


II.
Dünyada
Binlerce
Renk
Olsaydı
Sadece
Birini mi
Beğenirdin?
Aynadakine yalan
Söyleme
İnsan,sen
Sadece kırmızıyı
Sev(e)mezsin

III.
Nedir bu
Uykusuzluk
Tutkusu?
Uyku
Uykusuzlukta
Olduğundan mı,
Yoksa
Hayal
Edebileceğni
Rüyanda
Göremeyeceğin
Korkusundan mı?


IV.
Günler
Bittikçe
Azalıyor
Ve
Bitirdikçe
Çoğalıyor
Ve her gün
Batımıyla
Bir bilet
Kesiliyor
Diğerine,hiç
Kullanılmayan
  

IV.
Dibe
Vuruşun en
Çekicisi
Ve en
Tehlikelisidir
Aşk.ve hep
Birlikte
İnkar
Ettiğimiz
Kadar
Korkunç ve
Hayata
Dair…

VI.
Tabanwaya
Yükleniyor,
Tabanvaya
Bile para
Harcıyoruz
Parasızlıktan

VII.
ellerimde parçaladığım her şey
hayatım
hayatımın yüzüne kapattığım her kapı
cebimden çıkartıp fırlattığım her anahtar
aklımdan çıkardığım her sözcük
dışkılarım-dışladıklarım-
ayaklarımın altında parçaladıklarım
her çimen ve ben.
Kulağımı dayadığımda saatin çıkardığı her seste
Ve sessizlikte
Benim olan her şeyi
Gerçekte bana ait olan tek şeyi tüketiyorum
Bana varlığımdan yokluğuma dek
Sunulmuş ve sunulacak olan tek şeyi
Beni.


VIII.
Hayatımızı her gün bira şişelerinde bitiriyoruz
Güneşin battığı yere doğru kaldırarak kadehlerimizi
Güneş,güneş saçlıydı,güneş yüzlüydü
Güneş gibi kalbini bize açmıştı
Gardoraplarımızdan hiç çıkarmadığımız giysilerimizi giymiştik özenle
Birer güneştik hepimiz
Birer güzel
Güneşle aramızda bir deniz vardı
Ve biz o denizi bira şişelerinde bitirmiştik


IX.
Neden hep susmak zorunda kaldıklarımız beynimizdekiler
Ve midemizin almadığı bir hayatı yaşıyoruz yaban gibi
Yavanlardan zevk almaya çalışıyoruz kendimizi yaratabilecekken
Ve evimizin kaç odalı olduğu gibi gereksiz bilgilerle şişirip beynimizi
İş
Düşünmemiz gerekene gelince uykuya atlıyoruz
Uykuyu güvenli ana kucağı görüyoruz
Gözümüzün öündeki perdeyi görmüyoruz
Perdedeki resimleri hayatımız sanıyoruz


X.
Peydahladığımız aşkımızdı bencillik
Ve sokak lambasının ışığı sönene dek incelemekti
Seni, beni, ve darboğazı


XII.
Yalnızlık
yalınlamadan hayatımızı
sen beni bulmadan önce
ben eni bulmalıyım
musluğun tekdüze damlaması gerek artık
tamirciye değil
öze gerek var
ve bir aynaya değil
büyütece ve kurşun kalemlere


XII.
Beynimizin sokak köşelerinden çıkarıp başımızı
Meydandaki hayata dikmişiz gözlerimizi
Gerçek hayat çekildiğimiz köşemizde mi
Meydanda mı tereddütündeyiz

XIII.
Bıktım
Yastığım
Taşımıyor
Kafamı
Düşüncelerimin
Ağırlığından


Şubat 2002

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder