24 Eylül 2011 Cumartesi

en başında yoktum

En başında renk yoktu. Bembeyaz bir boşluk (boşluk beyaz mı), ya da simsiyah bir karanlık (karanlık siyah mı) vardı. Burnu Yunan heykellerininki gibi, küçük ve kırıktı. Kolu ve belki bacağının biri de öyle. Rengi ruhsarı atmış, onu çevreleyen toprağın ışıksız rengini almıştı. Toprak kokar olmuştu. Rutubetli bir durumdu bu. Genzi yanıyor, gözlerine dolan küçük taşlar mermerden vücdudunu sarıyor, yağmurlarla ona iyice sokuluyor ve her yerini yavaş yavaş oyuyorlardı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder