22 Eylül 2011 Perşembe

kuruyorum


Hüznümün düştüğü yerde o büyüyor acıyla içimde
oynuyorum soyuyorum
bütün kadınları bütün erkekler soyunuyorum
umarsızlığa akıyorum şehrin bütün lağımlarında
artık sinsi bakışlarda pusu kuruyorum
ben artık kuralına göre oynuyorum
yolun öbür tarafından bana el sallayan kim
kırmızı olmuş hareket hissediyorum vücudumda
durdum yanağımı ısırdılar
ben öptüm saçlarım yandı ve düştü ayaklarım
uyandığımda morarmıştım
aynada kırmızı parlıyordu
beni takip edip tamamladığım cümlemi çaldı kıpkırmızı
ağladım kırmızılar hıçkırdı heyecandan
maviler tükürüklere boğdu beni
kollarımı salladılar benim kafam çok kırmızıydı
bir gün bi alaturka şarkı dinledim ve ayağım takıldı beynimdeki yarım kalmış kırmızı cümleye
renk değiştirdim morardım
mavi bir bulut ağlattı beni içimde kalan son duyarlı kitleyi kazıyorum
bütün eski sevgililerimin evlerine girip çıkıyorum kokumu bırakıyorum yaşadıklarımdan arta kalan sonuçsuz çıkarımlar çatallanmış ikilemler son şövalyemin kanıyla hayat çizgimin güneşine soluk veriyorum
son bir refleksle parmağımın ucuyla onu gösteriyorum ben hiç bakmadan
ve parmağım yanıyor onu gördüğü için ağlıyorum acıyor her yanım
acıyorum belki de üşüyorum
bir apartman gölgesine sığınıyorum etrafımda tinerci çocuklar uyuyor yürüyerek beni görmeyerek
yeni bir hayat bizimkisi yeni meyve vermiş bir ağacın dallarını sinekler sarmış gölgeye dökülen her meyve kurtlar tarafından kemirilmiş
beni sarmamış ve beni bilmemiş
sakızla yaptığım balonların içi birer dünya birer yabancı kelebek
seni bekleyerek ölen ayağım duvarda izler bıraktı sen yürürken
bense bütün ömrümü ayağımı üstlerine dayayarak hissetmekle geçirdim

31.05.2000

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder