22 Eylül 2011 Perşembe

F ve G







REMINGTON’UN HARFLERİ
(Tuzlu Fıstık Kabuğu Denemesi)



Sabah altıda horozlu civcivli çalar saatinin “tırrrrrrrrr” sesiyle yatağından doğruldu. Kahverengi kadife terliklerini ayağına geçirip, tüpü bitmek üzere olan ocakta koca bir çaydanlık su kaynattı. Termosa doldurduğu suyu ve kahve kavanozunu yazı masasının yanındaki zigon sehpaya yerleştirip kendine koyu bir kahve hazırladı. Önceki gün doldurduğu fıstık kâsesini masanın sağ ucuna yerleştirdi. Sağ elinin üç parmağıyla fıstığı tuzlu kabuklarından ayırıp ağzına götürüyor, sol eliyle fincandaki simsiyah kahveyi yudumluyordu. Komşulardan öğle yemeği kokuları gelmeye başlayana kadar fıstıklar ve termostaki su bitmişti. Yaklaşık altı saat boyunca daktilodan tek ses gelmemişti ve hala önceki geceden kalma “f”den başka bir şey görünmüyordu sarı kağıtta. Yazı masasının başında yediği fıstıkların bakır rengi kabukları Remington’ın tuşları arasına düşüyordu. Komşuların yemek faslı çoktan bitmişti. Hala “f”ye bakıyordu. Masa lambasını yakma vakti gelip de lambanın sarı ışığı masaya dolunca fıstık kabuklarını fark etti. Kabukları düştükleri yerden çıkarmaya karar verdi, küçük kafasını f ve g’nin arasından geçirip, t ile y’nin arasına düşen koca bir fıstık kabuğuna uzanmaya çalıştı. Vücudunu iyice gerdi, tam işaret parmağıyla orta parmağı kabuğu tutmak üzereyken göbeği f ve g’nin arasına sıkışıverdi. “Daha yazamadan yazdıklarımın arasına sıkıştım” diye düşündü. Armuda benzeyen gövdesinde, iki yabancı cisim gibi sallanıp duran ayakları uzun süre harflerin arasında çırpındı. Sonunda kabuğa ulaşıp onu sımsıkı kavradığında ayaklarının çırpınırken kırdığı c’nin, çalışma masanın cilalı yüzeyine düşerken çıkardığı sesi duydu. Sıkıştığı yerden bir an önce çıkıp Remington’una ne zarar verdiğini görmek için göbeğini içine çekip kendini geri itti. Fıstık kabuğu t’ye takılıp parçalandı. Tuz parçalarından biri gözüne kaçınca, kafası karıştı ve nereye takıldığını da unuttu. Fıstığı tutan elini gözüne götürdü, gözü iyice yandı. 
Buzdolabının motorundan çıkan gürültü kulağından içeri sızdığında artık koltuğundaydı.
 08.12.2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder