5 Temmuz 2011 Salı

Allağıııııım, bu yağmurlar hep bana, he mi?

Bakın şimdi, çok kısa bir hikaye anlatacağım. Kayıkçının küreğiymiş, hop hop eder yüreğiymiş... Fış, fış, fış fışmış...
Tabi bu kadar kısa ve anlamsız değil. Duvara çarpmak gibi. Ya da, hiç beklemediğin bir anda ayak serçe parmağını koltuğun köşesine son hızla çarpmak gibi. Öyle sersemletiyor ki görme. Çok sersemletiyor. Ben bir de bunun yanında böcek de sokmuş, alerji de olmuş, karnı da ağrımış, zehirlenmiş, bağımlı olmuş, delirmiş, hastalanmış gibi de hissediyorum. Bu nedir allasen? Bütün bunları aynı anda tek tek ve topyekün hisseden, insanlıktan çıkmaz mı?
Ne kadar anlamlı şeyler bu anlattıklarım. Hımm. Pek anlamlı. Peh peh peh! 29'dan çıkıp 30'a doğru yol almakta olan bir kadın son anlarda çok hızlanırsa, 30'a kaç km/saat hız ile girer? Ne kadar yara alır? Hayatta kalır mı? Takla atar mı? Yoksa bu hızla 30'da duramaz, şimdi frene bassa anca 35'te mi durur? Ha? N'olur?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder