5 Ekim 2011 Çarşamba

tahinli kurabiye - deneme

'Akude dev kampanya' diye kocaman sari kirli bir brandanin uzerine yazmislar. Kirmizi plastik harflerle. Sagindaki, solundaki ve devamindaki onlarca dukkanin yanip sonen kirmizi, mavi, sari, beyaz isiklari onunde onlarca insan bekliyor. O kalabaligin icinde bekledikleri sey onlari kalabaliklarla birlikte evlerine goturecek, neon isiklarla ve karadeniz futbol takimlarinin bayraklariyla suslu minibusler. Minibusler 2'ye ayriliyor. Sabir boncuklariyla suslu olanlar, havlularla kaplanmis olanlar. Kimisinde plastik guller de var. Acaba esleri, kizlari, anneleri filan mi seciyor bunlari, yoksa kendileri mi? Her 2 durumda da evlerini andirdigini dusunuyorum sofor mahalinin. Evdeki hayalperest ve umutlu kadinlar tarafindan yapilan danteller, igne oyalari, kurdele isleri, kirk yamalar, kanaviceler, beyaz isler... Evlerdeki koku ve goruntu hep ayni. Birbirini olumlar nitelikte. Temiz, duzenli. Aniden cikip gelen dunyanin en muhim insani da olsa asla mahcup olunmaz. Halilar arap sabunlariyla silindi. Kirlentler mis gibi kokuyor. Zerre toz bulamazsin. Mutfakta sabahtan pisen ve her zamanki gibi tanri misafirleri de dusunulerek hazirlanmis yemekler emaye tencerelerde. Pilav tenceresinin cam kapagi hala buğulu. Dun sabah yapilan portakalli kurabiyeler -hani su bayatlamayanlardan-teyzenin tarifi. O da gorumcesinden almis. Kiyir kiyir oluyor. Yalniz evin annesi bir tatli kasigi da tahin koyuyor icine. Kimse bilmiyor. Annenin kurabiyesi, tarifin asil sahipleri karsisinda gizli bir silah gibi. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder