25 Haziran 2011 Cumartesi

sen nelere kadirsin!


Şimdi tam olarak 30 olmadan neler yapmalıyım diye düşünüyorum da, İstanbul’daki (ve mümkünse Avrupa’daki) müzik festivllerine, konserlere gitmek istiyorum. Eğer bana bir doğum günü hediyesi almak istersen, bu bir bilet olabilir. Şimdiden teşekkürler.

Başak ve Gülşah gittiler. Aslında yeni değil, neredeyse 3 hafta oldu. Onlara el sallarken bu kadar yalnız hissetmeyi beklemiyordum. Ay tutulması gibiydi hissettirdiği. Ama izleyen değil de tutulan gibi. Tutulma bittikten sonar küçülmeye başlayacak ve sonra yerimi yeni aya bırakacağım, zaman onun tutulacağı günü aydınatana kadar. Ve bu ömür boyu devam edecek, bir küçülecek bir büyüyeceğim. Bir karanlıkta kalacak, bir aydınlanacağım. 

Eskiden ne çok yazardım. Sanki hep ayrılıklar yaşıyormuşum gibi… Ne kadar üzgündüm hep. Bir gün çocuğum olursa benim gibi olmasını istemiyorum. Yorgun ve üzgün bir ruh olmasın, yazmayı, okumayı, bakmayı, bilmeyi sevmesin; ziyanı yok. Çok mutlu, bol kahkahalı bir çocuk olsun. Büyüyünce aya değil güneşe benzesin. 

Buradan taşınıp giden yalnızca evimi benimle paylaşan kardeşim ve kız arkadaşı değil de aynı zamanda salonun köşesinde duran kırmızı lamba, kitaplıktaki en sevdiğim kitaplar, televizyonda zapping yaparken rastladığım en sevdiğim film, eskicinin kitap rafından çıkan sarı yapraklı roman gibi. Sevdiğim insanlarla birlikte sevdiğim şeyler de taşınıyor sanki. 

Kırmızı lambanın rengi soluyor, sarı yapraklı eski kitabın kitap kitap kokan yaprakları birden rutubet kokmaya başlıyor ve kapağına dokunduğunda hafif nemli, kaygan bir his bırakıyor. Bir daha dokunmak istemiyorsun. Rutubetten rengi dönmüş kadife kumaş gibi galiba bu his. Evet, onun gibi. 

14 yaşımdan beri ailemden ayrı yaşamama rağmen hiç bu kadar kesin bir şekilde yalnız kalmamıştım. İşte 30'un bana hediyelerinden biri. Bu defa tek başıma yaşadığım evim, faturalarım, bunaltıcı yaz sıcaklarım, bacağıma dökülen sıcak kahve, bozulan sifon, boşalan su damacanası, kedilerin temizlenmesi gereken kumu, beni kahkalara boğan mizah dergileri, çok özen göstermememe rağmen açan çiçeklerim, can sıkıntıları ile yalnızım. 

Yazıyla otuz, sen nelere kadirsin... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder